Erdal Akar Konferans Salonunda gerçekleştirilen II. Biyoenformatik Öğrenci Günü etkinliğinin açış konuşmasını yapan Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Öğretim Üyesi ve Bolvadin Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Ciğerci, Covid-19 salgını döneminde, moleküler biyoloji ve genetik alanındaki araştırmaların kritik bir önem taşıdığını ve bu alanda yetişmiş uzmanlara ihtiyaç olduğu söyledi. Ciğerci,  “Eğitimde en temel şey bilgiyi uygulayabilmektir.  Öğrencilerinde o bilgiyi uygulamaya dönüştürebilme yeteneklerini geliştirmesi gerekir. Bu türden etkinlikler, öğrencilerin bilgiye dayalı becerilerini gerçek dünya bağlamında geliştirmelerine ve gelecekteki mesleki başarılarına daha güvenli bir şekilde hazırlanmalarına olanak sağlayacaktır” diye konuştu.

AKÜ Biyoenformatik öğrenci günü

“Dokuz milyon bitki ve hayvan türünü etkiliyor”

Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Okan Bozyurt ise insanlığı bekleyen felaketlerin en başında yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalan biyolojik çeşitlilik olduğunu ifade etti. Küresel iklimdeki değişikliklerin yaklaşık dokuz milyon bitki ve hayvan türünü etkilediğini belirten Bozyurt, şunları söyledi:

Misafir Araştırmacı Koordinatörlüğü Kuruldu! Misafir Araştırmacı Koordinatörlüğü Kuruldu!

“Eğer iklim değişikliğini azaltma yönünde stratejik önlemler alınmazsa biyolojik çeşitlilikte geniş çaplı daralmalar yaşanacak, bitkilerin yüzde 60’ı, hayvanların yüzde 35’i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.  Bugün geldiğimiz noktada biyolojik çeşitliliğe ilişkin daha doğru öngörülerde bulunabilme açısından iklim bilimcileri adım adım bilgi toplamakta, küresel bir izleme sistemi oluşturmaya çalışmakta, hangi doğal mekanizmaları ve süreçleri dikkate almaları gerektiğini saptamaya çalışmaktadır. Artık iklim değişikliğini daha iyi anlayabildiğimiz ve onun biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerini azaltabilmemiz için söz konusu etkilerin gerçekten neler olduğunu fark etmemiz büyük önem taşımaktadır. Bu noktada elimizdeki kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmamız gerekmektedir. Fakat bu kaynaklardan faydalanırken gelecek nesilleri düşünerek sürdürülebilir bir kalkınma stratejisi üzerinde yoğunlaşmamız gerekmektedir. Dünyanın dikkatini, son derece kritik olan bu konuya çekmeye çalışıyoruz ki çözüm yollarına girelim. İklim değişikliği nedeniyle birçok canlı türünün yok olabileceğini düşünmek dahi endişe verici bir durum. Çünkü sağlığımız, ekonomimiz, kültürümüz ve hatta toplumumuzun geleceği onlara bağlı.”

AKÜ Biyoenformatik öğrenci günü

Sürdürülebilir Kalkınmada Biyoçeşitlilik ve Biyoinformatik

Etkinlik çevresinde “Sürdürülebilir Kalkınmada Biyoçeşitlilik ve Biyoinformatik” başlıklı konferans veren Doğa Koruma Biyoizlem Uygulama Araştırma Merkez Müdürü ve Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Biyoenformatik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uğur C. Erişmiş ise ikinci kez düzenlenen etkinliğin ana amacının Biyoloji ve Genetik Bölümü son sınıf öğrencilerinin dört yıl boyunca elde ettikleri bilgileri algoritmik çıkarımlara dönüştürme ve uygulama potansiyelini kazanma yeteneklerini geliştirmek olduğunu vurguladı. “Sürdürülebilir Kalkınmada Biyoçeşitlilik ve Biyoinformatik” başlıklı konferansta Erişmiş, şöyle konuştu:

 “Sürdürülebilir kalkınma, biyoçeşitlilik ve biyoinformatik kavramları arasındaki ilişkiyi anlamak için birçok önemli bağlam içermektedir. Biyoçeşitlilik, doğal ekosistemlerdeki genetik, tür ve ekosistem çeşitliliğini ifade eder. Bu çeşitlilik, ekosistemlerin sağlıklı ve dayanıklı olmasını sağlar, gıda güvenliği, ilaç geliştirme ve ekosistem hizmetleri gibi birçok alanda önemli kaynakları içerir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir yönetimi kritik önem taşır. Biyoinformatik ise biyolojik verilerin toplanması, depolanması, analiz edilmesi ve yorumlanmasına odaklanan bir disiplindir. Bu alandaki bilgi ve teknikler, biyolojik çeşitliliği anlamak, takip etmek ve korumak için önemlidir. Biyoinformatik, genetik verilerin analizi, türler arası ilişkilerin belirlenmesi, habitatlarının modellenmesi ve ekosistemlerin izlenmesi gibi bir dizi uygulama alanında kullanılabilir. Bu bilgiler, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını desteklemek, biyolojik çeşitliliği korumak ve ekosistemleri etkili bir şekilde yönetmek için stratejik kararlar alınmasına yardımcı olabilir. Sonuç olarak, biyoçeşitlilik ve biyoinformatik, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşları arasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu disiplinlerin entegrasyonu, doğal kaynakların etkili bir şekilde yönetilmesini ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir bir şekilde korunmasını destekleyerek, gelecek nesiller için daha sağlıklı ve dengeli bir çevre oluşturabilir.”

AKÜ Biyoenformatik öğrenci günü

Etkinlik öğrencilerin hazırladıkları projelere bağlı 9 sunumun ardından sona erdi.

Kaynak: BÜLTEN