CENAZE NAMAZI…
Osmanlı devri.
Ayasofya camiinden bir cenaze kalkacaktır.
O zamanlar İstanbul’un nüfusu bu günlere göre ‘bir avuç’ neredeyse.
Öğle namazını müteakiben cemaat mevtanın başına toplanır.
Cenaze namazını kılmak için beklemeye başlarlar.
Bakarlar ki ne gelen var ne giden.
İmamın acil bir işi mi çıktı, ne olduysa ortada imam yok.
‘Kim kıldıracak bu cenaze namazını, ne yapsak ne etsek?’ diye kara kara düşünürlerken, köşede Bekri Mustafa’yı görürler.
‘Aman erenler, ocağına düştük gel şu cenaze namazını kıldır’ diye ricada bulunurlar.
Bekri Mustafa geçer imamete, cemaat saf tutar.
Bekri cenaze namazını kıldırır.
Namaz bittikten sonra da tabuta doğru eğilir, mevtanın kulağına bişeyler fısıldar.
Cemaat merak içinde kalmıştır.
Cenaze kaldırılır.
Ahali koşturur Bekri Mustafa’nın yanına.
‘Yahu erenler, merakımızı mazur gör, ne fısıldadın merhumun kulağına?’
Bekri Mustafa cevap verir;
“Dedim ki, öbür tarafa gittiğinde, sualde Münker ve Nekir dünyanın ahvalini sorarsa; at izi, it izine karıştı.. Bekri Mustafa da Ayasofya’ya imam oldu de. Onlar dünyanın ne hale geldiğini anlar.”
KLAVYECİLER…
Bir antilop sürüsü, en yavaş antilobun hızında hareket eder.
Sürü saldırıya uğradığında, ilk olarak en arkadaki zayıf ve yavaş olanlar ölür.
Bu doğal hadise sürünün tümü için yararlıdır. Çünkü sürünün genel hızı ve sağlığı bu zayıf üyelerin ölümü sayesinde korunur.
Aynı şekilde insan beyni de en yavaş beyin hücrelerinin hızında çalışır.
Bilindiği gibi alkolün aşırı tüketimi beyin hücrelerini öldürmektedir.
Ancak doğal olarak en yavaş ve zayıf beyin hücrelerine saldırmaktadır.
Bu yolla rakının veya şarabın tüketimi zayıf beyin hücrelerini öldürerek beynin daha hızlı ve etkili bir makine olmasını sağlamaktadır.
İşte bu nedenle; alkol alanlar bir kaç kadehten sonra kendini daha zeki daha güçlü hissederler…
Kendilerini hep böyle hissetmek zorunda kalanlar da, hızla alkolik olurlar…
Kafa iyiyken, asarlar, keserler…
Ayılınca kedi gibi olurlar…
********
Gerçek olan bu misali niye verdim?
Sosyal medyada asan, kesen, vuran, kıran dingiller; akıllarını başlarında taşısınlar diye..