Engellendik!..
Nerede kalmıştık ve Vadeli sat, peşin al başlıklı yazılarımız için makale içeriğinde adı geçen efendiye vekaleten hareket eden avukatının mahkemeden aldığı engelleme kararına istinaden yayından kaldırdık..
Biz kimseye iftira atmadık, kimsenin itibarını zedelemeye çalışmadık, olmayan hayali konuları da, yazmadık..
Olayları araştırdık ve haklı olanın yanında olduk..
Kamuoyunun gündeminde olan konuları köşemize taşımaya devam edeceğiz..
Bizi izlemeye devam edin..
**
Değişik bir konuya geçiyorum:
Geri vites..
Hac’ca-Umre’ye gidip, tevbekar olmuş, zemzem içmiş efendilerin, gıyabımızda nasıl küfrettiklerini duyuyoruz.
Bunlar Hac’da-Umre’de şeytan yerine birbirlerini taşlamışlar..
Oysa biz eleştirilerimizde asla hakaret veya küfür etmiyoruz, etmeyiz de…
Biz sadece yazıyoruz…
Siyasilere patlıcandan burun, bal kabağından kafa, kepçeden kulak yapıp karikatürünü çiziyorlar.
Hiç kimse benim burnum patlıcan mı, kafam bal kabağı mı veya kulağım kepçe mi diye çizere küfür etmiyor.
Ben çizemiyorum, keşke çizebilseydim…
Ancak, karikatür yapar gibi yazmaya çalışıyorum…
Birileri için; aslan, kaplan, koç, kurt gibi adam, hatta kuzu gibi uysal adam diyorsun hoşuna gidiyor, kızmıyor…
Maazallah eşek desen yandın…
Oysa familya aynı…
**
Okurlar bize ilham veriyor, bilmediklerimizi bütün çıplaklığıyla aktarıyor.
“Şunu bilmiyorsan incele onu da yaz, Allahaşkına..” deyip vebal veriyor…
Yazmayıp ta vebal altında mı kalalım?
Öte yandan;
Çirkin ağızlardan çıkan küfürcülerime diyeceğim şu:
Terbiyem müsaade etmez, “Bende senin …” demem, diyemem…
Ama.. Bizde geri vites yok!..
Sonuna kadar giderim…
Bakın; bizim kimseye karşı gebeliğimiz yok.
Kimsenin arkasından atıp tutup, sonra çanağını yalamadık.
Mert olun mert…
"Mertlik"; adalet, eşitlik, merhamet, hakkaniyet, cesaret, güçlüye mesafe, güçsüzün hakkına yakınlık, hakikat peşinde olmak, gizlememektir…
"Mertlik"; kendini adaletsiz, haksız, sorumsuz, kalleş, adi, muhteris, fesat davranmaktan men edebilme gücüyle birlikte; esas olarak, dik durabilme, boyun eğmeme, güçlünün üstüne gidebilmektir…
Yani ne tertemiz, mülayim bir şeydir "mertlik"…
Ne de her "sertlik" mertlik’dir…
Biz, doğru bildiklerimizi, inandıklarımızı yazıyoruz…
Bu köşeler tefecilerin malı değil...
Bu köşeler yedek parçacıların malı değil…
Bu köşeler hacının, hocanın malı hiç değil...
Bu köşeler projecilerin, kadastrocuların, etütcülerin malı değil...
Bu köşeler iş bitiricilerin malı değil...
Bu köşeler yanında fetö’cüleri barındıranların malı hiç değil...
Peki, bu köşeler kimin?
Bu köşeler: hakk’ın ve haklının yanında olanların köşeleri…
Mert olanların köşesi…
Korkmayanların köşesi…
Anlatabildim mi, efendi?..
Daha anlayamadıysanız, daha açık ve net yazar anlatırız..
**
Hayırlı,sağlıklı günler..