KIRIK TESTİ…
Ak Parti’de barış sağlandı filan derken…
Anlaşıldı ki, henüz tam birlik sağlanamamış…
Testi kırık… Su tutmuyor…
Niyazi Koçak ve Mustafa Çöl gurubunun, isteklerinin yerine gelmesi mümkün değil gibi görünüyor…
İki tarafta çözüme evet diyor, ancak olumlu adım atan yok…
Yazık oluyor yazık…
BU SÜLÜK PATLAR…
Tefecilerin diğer adı da, sülüklerdir.
Sandıklı dışında kazanıp, Sandıklı’ya eğitim başta olmak üzere, fakir fukaraya yardım eden hayırsever işadamları olduğu biliniyor…
Öte yandan; Sandıklı’da oturan, vergi kaydı bile olmadığı halde servetini kat be kat artıranlar var..
Sistemi kurmuşlar, mütahhitlere yandan ortak olup kar ortaklığı şeklinde çalışıyorlar. Ne vergi var ne KDV..
Kuyumculara kar garantili kiloyla altın bile veren var…
Mesela Ali Osman B. Bu sistemle çalışıyor…
Müeahhite nakit veriyor, aylık bilet kesiyor…
Kuyumcuya altın veriyor, tefesini altın olarak alıyor..
Ne vergi var, ne kira, ne sigorta ne de risk…
Hep cebe…
Aldığı faiz oranı büyük felaket. Mürekkep faizle aylık yüzde 10..
Bu sülük yakın zamanda patlar…
UÇURAN KOLTUK...
Koltuğun adı her zaman bildiğimiz koltuktur ama siyasette üzerine oturanın adını değiştirir...
Belediyede ki koltuğa oturan, olur “başkan...”
Masallarda, uçuran halıdır.. Gerçek hayatta uçmaya hevesli olanları uçuran ise koltuktur…
Tabi ki, koltuğun konumu önemlidir...
Git berber koltuğuna otur sittin sene, ense tıraşı olup çıkarsın...
Koltuğun, başkan koltuğu olmasıdır asıl...
Uçurur adamı...
Yeter ki, uçmak istesin…
Muhtemelen bu düşünceyle koltuğa oturmak isteyenlerde olabilir…
Nitekim geçmişte koltuğun üzerine tüneyen birilerinin o dönemlerde ne hurmalar yedikleri hafızalara kazınmıştır…
Adamların koltuğa oturmadan önceki mali durumlarıyla, koltuktan kalktıktan sonraki durumlarını bilmeyen var mı?
Neyse…
Ben döneyim koltuğa...
Bir koltuğa iki karpuz sığmaz” sözü de yanlış...
Karpuzuna göre...
Siyasetçinin karpuzuysa mesela...
Bir koltuktan nasiplenenler birden fazladır; başkan, başkanın dostları, partilileri, dünür, enişte, yeğenler, biraderler, hısım, akraba...
Kaç etti?..
Bir kere koltuk görmüş karpuz, devamlı koltuk arar...
Hep aklında koltuk vardır, mobilyacıda görse karşısında iç geçirir...
Geceleri altında koltuk hayalleri kura kura uyur da...
Sabaha karşı rüyasında altında koltukla fırlar...
Elini atar, koltuk yok...
Karpuz boşta...
Vazgeçemez… İnatçıdır, hala umudu vardır karpuzu yerleştirmeye..