“KÜLLİYEN” ANLATACAK!..
Parmağıyla gazoz açan cin adam, futbol kulübü yöneticiliği yapmış emekli imama gider, sorar:
“Hocam, zahirecilik yapıyorum.. Çiftçinin hasatını 6 ay önceden yarı fiyatına alıyorum.. Caiz midir?”
Emekli imam: “Niyete bağlı..”
“İyi niyetle hocam, sıkışmış yardımcı oluyor derdine çare buluyoruz.”
“Eh çiftçinin ihtiyacı varsa, caizdir…”
“Bize tefeci diyorlar, hocam.. Oysa, külfeti çeken biziz.”
“Baki evlat; Alim Hocafendi buyurmuşlar ki,“El hayra-i külfetin bizra, minnet-ül ahiret”
“Annamadım hocam..”
“Bu Arapça.. Anlamamış olman normal.. Her külfetin, nimetini ahrette alacaksınız demek..”
Her kapıyı ve gazoz kapağını parmağıyla açan adam, asıl konuya girer.. Her konuda tecrübe edinmiş imama tekrar sorar:
“Hocam şimdi ben birden alıp, ona çalım atsam?..”
İmam efendi: “Ofsayt çizgisinin dışından mı, içinden mi?.. Bilhassa dışındaysan bir şey olmaz…”
“Ben pas ederim hocam…”
“O vakit harama el sürmeyeceksin, bırak geçsin…”
“Ya top auta gittiyse?..”
“Kazaya kalır…”
“Bir daha ki sefere mi?..”
“Bilahare atılır.. Alim Hocaefendi ‘İnna ki bil kavmin şut el-kallefil şeri’ demiş.. Yani faturayı şişiren topu taca atar…”
Her kapıyı ve gazoz kapağını parmağıyla açan adam, sıkıntıyla sorar:
“Hocam, şimdi baktım ki, top ok gibi geliyor…”
Emekli imam: “Kalbin temiz olacak…”
“Kalede yakınım varsa?…”
“Sünnet-i ayni…”
“Ben olsaydım?..”
“Farz-ı kati…”
“Hocam şimdi ben topa vurdum…”
“Şükür..”
“Ama top bizim kaleye girdi…”
“Elhamdülillah kısmet-i nefsin…”
“Ya yenilen haltlar ortaya çıkarsa, hocam?..”
“Ben selamete, sen rezalete…”
Evet…
Sorduğumuz sorulara cevap verin!
Yoksa imam efendi, “külliyen” anlatacak!..