Sessizce..
Eve giren adam; evde tek başına yaşayan eşini ağlar halde gördü ve ağlamasının sebebini sordu?
Kadın, “Evimizin önündeki ağaca konan kuşlar beni türbansız görebiliyor ve bu durumda Allah'a karşı günah işlemiş olabilirim; onun için ağlıyorum.” dedi..
Adam, karısının Allah korkusu duyarlılığından çok etkilendi; karısını kucakladı, alnından öptü, kazma kürek hazırladı ve karısını rahatsız eden kuşların konduğu ağacı kökünden söktü..
Adam çalışıyordu.. İşe gidiş dönüş saatleri belliydi..
Günlerden bir gün çalıştığı yerde doğan bir arızadan dolayı eve erken geldi, kapıyı açtı ve karısına sürpriz yapmak için sessizce içeri girdi ve hayatının sürpriziyle karşılaştı..
Kuşların onu türbansız görmesinin iffetine halel getireceğini düşünen eşi; aşığının koynunda gününü gün ediyordu..
Adam gördüğü durum karşısında şaşkındı, eşi ve aşığına hissettirmeden ihtiyaç duyabileceği birkaç parça eşyayı aldı, evden çıktı ve önüne çıkan ilk yoldan dönmemek üzere yaşadığı şehri terk etti..
Uzun bir yolculuktan sonra kendisini; kalabalık bir halk topluluğu içinde buldu, kalabalıkta herkes şaşkındı ve anlaşılmaz bir uğultu vardı, adam birine yaklaştı ve kalabalığın nedenini sordu..
Kalabalığın nedeni; kraliyet hazinesi çalınmış ve fail bulunamamıştı.
Kral, sarayının önüne halkı toplamış ve fail bulununcaya kadar herkesin sarayın önünde kalmasını emretmişti..
Kalabalıkta adamın ilgisini, ayak parmakları üzerinde yürüyen biri vardı ve adam, bu ayak parmakları üzerinde yürüyen adamın kim olduğunu sordu..
Ona, bu adamın kraliyetin din adamı olduğunu, ayağını tam basarsa, istemeyerek karınca ezebileceği Allah korkusuyla ayak parmakları üzerinde yürüdüğünü söylediler..
Adam, “Allah'ım hırsızı buldum beni krala götürün..” diye çığlık attı..
Adamı krala götürdüler ve adam krala, hazineyi çalan hırsızın, kraliyetin din adamı olduğu, o değilse eğer, benim başımı kesin dedi..
Kraliyetin din adamını getirdiler.. Kısa bir sorgudan sonra, karınca ezmemek için parmakları üzerinde yürüyen din adamı hazineyi çaldığını itiraf etti..
Ama.. Kralın kafasında bir soru kalmıştı, kral döndü ve hazineyi çalanın din adamı olduğunu söyleyen, daha önce hiç görmediği bu şahsa, “Din adamının hazineyi çaldığını nereden bildin?” dedi..
Adam, “Ey kral! sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında Allah korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için yaparlar..” dedi.
Güncel yaşamlarında din, iman, cemaat pazarlayıp, perde arkasında hakk’a ve halka ihanet edenler parmaklarının ucunda yürüyerek sessizce götürmüyor mu, malı?
Mesela..
Ayak parmakları üzerinde yürüyerek bir akaryakıt istasyon sahibinden 1.5 milyon avanta alınmışsa, bunu kim duyabilir?
Sessizce..
Ayak parmaklarının ucuna basa basa..
**
Sandıklı Belediyesi çifte standart mı uyguluyor?
Perguleli 2 yere ceza yazıyor, onlarca perguleli yeri görmezden geliyor..
**
Sandıklı sanayi sitesinin yol durumunu defalarca yazdık..
Hamile bir kadın arabayla sanayide bir tur atsın kesin düşük yapar, denildi..
Şimdi güya bütün sokaklar asfalt yapılacakmış!
Her seçim öncesi verilen hangi söz yerine getirilmiş ki;
Sanayinin asfaltına sıra gelsin!..
Sanayi esnafı ne dese haklıdır..
Sanayideki artık parsellerin satışından gelen parayla sanayi 5 defa asfaltlanırdı..
Sanki, şehir içi farklı mı?
Sokakların çoğunun yolu köstebek yuvası gibi..
Reklam yapmak için her yolu mübah gören, Cuma namazı çıkışlarındaki fotoğraflarını sosyal medyada yayınlayan başkan, sokakları bi gezse ya!..
Şehir hala zehir saçan asbestli borulardan su içiyor!..
Yağmur drenaj alt yapısı yok, yağmurda caddeler göl gibi oluyor..
Önce alt yapını tamamlanması, sonra akvaryum yapılması daha uygun olmaz mıydı?
**
Hayırlı haftalar..