Daha ne diyelim?
Bir süre köşemiz boştu..
Yazarak anlatamadık, yazmayarak anlatmayı denedik..
**
Bizler doğruları yazdığımız için mahkeme kapılarında sürünüyoruz…
Korkabiliriz ama korkuya esir düşmeyiz..
Benim, sorumluluk duygusu olan, toplumdan utanan, başını asla eğmeyen, memleketine vefa borcu olduğunu düşünen yürekli dostlarım var..
**
Kimseden oy istemedik..
Kimseye hayali hizmet sözü vermedik..
Çıkıp kürsüye rakipleri yemin ederek kötülemedik..
Başkanlık maaşı hariç binlerce lirayı cebimize indirip sonra inkar etmedik..
İnsanlara gidip oy isteyen, söz veren, şeref yemini eden, milletin parasını cebine atan, gayri meşru servetini onun bunun üzerine yapanlar utansın..
Ve bizler vatandaşı doğru bilgilendirmenin faturasını; yüreğimize taş basarak, ama asla vazgeçmeyerek öderiz..
**
Sadede gelelim..
Sandıklı Belediye Başkanı Mustafa Çöl, milletvekilliğine hazırlanıyor..
İddia ediyorum ki, sıralamaya giremez..
Velev ki girdi, Sandıklı, Dinar, Sinanpaşa, Kızılören, Dazkırı, Başmakçı Hocalar ve Evciler bölgesinden asla oy alamaz..
Sorduğumuz onlarca soruya cevap veremeyen zatın önüne bu sorular tekrar tekrar konulmayacak, sorulmayacak mı?
**
Pandemi döneminde Sanjet ve su da indirim yaparak vatandaşa 25 milyon lira kazandırdık reklamına kim inanmıştı?
Vatandaş, esnaf zor günler geçiriyor.. Dün bir okurumuz, “Sanjet faturasına baktık geçen faturaya göre yüzde 15’e yakın gizli zam yapıldığını anladık” diye yazmış..
Doğru mu başkan efendi?
Sanjete zam yaptınız mı?
Başkanlığa başladığınız yıldan itibaren belediyeyi her yıl için 60 milyon lira kar’a geçirdiğinizi söyleyen siz değil miydiniz?
Vatandaşın sırtından mı yapıldı bu kar?
7 yılda 420 milyon yapar, 225 milyonda borç, etti mi 665 milyon..
60 milyon hibe, hariç..
Ne yapıldı bu para ile?
Bunlara cevap veremeden, milletvekilliğine aday adayı olunur mu?
Sorulara tekrar başlayacağız, bekleyin..
**
İlgisiz ama ciddi bir konuya değineceğim..
İkiyüzlülüğe...
Adamın iki tarafında da yüzü vardı...
Önden bakıyorsun, yüz...
Arkadan bakıyorsun, yüz...İkiyüzlü kısacası...
Arkasını döndüğünde sanki yüzünü dönmüş gibi diyelim...
Yüzünü döndüğünde de o arkası aslında...
Ya da tersi...
İnsanlar anlayamıyorlardı: “Valla seni anlayamıyoruz ikiyüzlü... Şimdi bu önün mü, arkan mı?.. Gerçek yüzün hangisi, hiç belli değil hani” diyorlardı...
Adamın;
Gerektiğinde, bir yüzü kıblede..
Öbür yüzü hilede..
Bir yüzü dindar..
Öbür yüzü kindar..
Bir yüzü mülayim..
Bir yüzü zalim..
Bir yüzüne bak, bereket..
Öbür yüzünü çevir, felaket..
Diyelim ki bir yüzü zulüm yaparken bakmışsınız öte yüzü nasıl da ağladı..
Ya da bir yüzünde şefkat gözükürken öte yüzü zulüm..
Bakmışsınız bu yüzü “hak” dedi..
Öbür yüzü cellat sanki..
Daha ne diyelim?
**
Hayırlı, sağlıklı günler..