“Hepimizin Milletçe Başı Sağolsun!”
“Depremin imtihan olduğu doğrudur. Ama din imtihanı değil, mühendislik imtihanıdır.” (Nietzsche)
06.02.2023 Pazartesi sabahı Kahramanmaraş ve çevre illerde önce 7.7, akabinde 7.6 büyüklüğünde yaşanan büyük depremler ile milletçe çok büyük felaketler, üzüntüler yaşadık. Depremin çevredeki iller, ilçeler, kasabalar ve köyler ile hepimizin televizyonlardan gördüğümüzden çok çok daha büyük olduğunu biliyoruz.
Deprem ile ortaya çıkan felaketin büyüklüğünü ve vahametini düşünmek bile insana çok ağır geliyor. Haber kaynaklarına, haber almaya kısıtlama konulursa o ayrı bir felaket olur. Haber kısıtlaması olduğunda milletin güveni kaybolur ve yerini yalan yanlış haberler, kaos ve komplo teorileri alır. Bundan milletin destek, dayanışması, yardımlaşması yara alır, olumsuz etkilenir.
Felakete yakalanmış, psikolojisi bozulmuş, depresyon, korku, şaşkınlık, derin acılar, üzüntü vb. duyguları yaşamış şok içinde destek arayan bu insanlara ve milletimize çeşitli kıyamet senaryoları uyduranlar olacağı gibi önümüzdeki günlerde de KADERCİLİK üzerinden millete birçok yalanlar uyduranlar ve korku pompalayanlar olacaktır.
“Korkuyla iman korkuya imandır.” - “Bütün despotlar korkunun ekmeğini yer.” - “Eğer siz korku toplumu oluşturmuşsanız, ilke toplumuna Fatiha değin.” (Bir Düşünür)
“Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun İLMİ ANCAK RABBİMİN katındadır. Onun VAKTİNİ O´NDAN başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ANSIZIN gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun BİLGİSİ ANCAK ALLAH´IN katındadır; ama insanların çoğu bilmezler.” (Araf:187)
Ansızın olacak bir şeyin alameti mi olur? Kur’an dünyanın yok oluşunu son saat olarak ifade eder. O son saatte gerçekleşecek; Ay’ın yarılmasını, göğün, dağların, yeryüzünün, insanların durumu, nasıl olacağı gibi bilgileri açık ve seçik tasvir eden Kur’an’da onca ayet dururken, bunca yalanı nasıl uydurabiliyorlar? Kur’an’sız, akılsız, ilimsiz uydurulmuş dinler yani cehalet ile…. İşte CEHALET, o EN BÜYÜK FELAKET değil mi?
“Cehlin ol mertebesi sehl olmaz - Tahsilsiz ta bu kadar cehl olmaz.” (Tahsilini görmek lazım cehaletin, yoksa bu kadar cehalette tahsilsiz olmaz.).
Artık bu deprem son olmalı. Milletçe her zamankinden çok akla, ilme, bilme, tekniğe, teknolojiye, ahlaka, adalete, ehliyete (işi ehline vermeye), özgürlüğe, düşünceye, ortak akla, demokrasiye, şuraya, istişareye, birlik ve beraberliğe, destek ve dayanışmaya önem vermek ve yeniden ayağa kalkmak zorundayız. Artık aklın, ilmin, matematiğin, fennin, fiziğin, jeolojinin, statiğin, dinamiğin, zeminin, etüdün, hesabın, ahlakın vs. kıymetini, önemini çok iyi anlamalıyız.
Böyle zamanlarda duygularımızın yoğunluğu, ağırlığı veya büyüklüğü aklımızın duygularımızı yönetmesini zorlaştırır, sağlıklı düşünmemizi engeller. Büyük korkular, üzüntüler yaşadığımız zamanlarda, cenazelerde veya sevinçlerimizin, mutluluklarımızın yoğunlaştığı bayramlarda, namazlarımızda bolca tekbirler alırız. Bu duygu dünyasını dengelemek, duygularına hakim olabilmek ve duygularını yönetebilmek için, insan aklının Allah’tan bir destek, tedbir ve yardım arayışı, isteği, talebidir….
Biliyoruz ki Allah mutlak adildir, merhametlilerin en merhametlisidir. İnsanın hayatında, ölümünde, yaralı, acılı, üzüntülü, sıkıntılı her durumunda insanın hiçbir niyetini, amelini, emeğini, acısını, üzüntüsü, sıkıntısını, zahmetini, hiçbir duygusunu, boşa çıkarmaz, hepsinin karşılığını verir, kimseye zerre haksızlık yapmaz, Esas biz bize düşeni yapabildik mi, yapıyor muyuz? Bilahare milletçe bunun ÖZELEŞTİRİSİNİ çok iyi yapmak zorundayız. Şimdi ele ele, bilek bileğe, yürek yüreğe, kafa kafaya vererek, birlik beraberlik içinde milletçe gayret gösterip, yaralarımızı bir an önce sarmak ve milletçe dimdik ayakta durmak zorundayız...
Tekrar Dinar’lılar olarak milletimize baş sağlığı diliyoruz. Dinar’lılar olarak 1995 yılındaki Dinar depreminde, biz de dünyanın sonu geldi, artık kıyamet kopacak diye düşünmüş ve çok korkmuştuk. Onun için şu an’a mahkum olmamak lazım, hayat devam edecek. İnşallah milletimiz bu felaketi de en kısa sürede, en az zayiatla atlatır, yaralar sarılır, hayat normale döner. Allah ölenlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, tüm görevlilere güç kuvvet, oradaki vatandaşlarımıza sabırlar ve kolaylıklar versin. Tüm milletçe başımız sağ olsun. Allah milletimizi ve bütün insanlığı böyle afetlerden, kazalardan ve belalardan korusun.
Hayırlı Cumalar, Selam ve Dua ile…