Yanlış anlamış..
Adam lokantaya gidip oturdu, yanında bir devekuşu vardı..
Yemeğini yedikten sonra garsona "Hesap ne kadar dedi" ve garson "25 lira 35 kuruş" deyince tam o kadar parayı çıkartıp verdi..
İkinci gün yine gitti, yanında devekuşu vardı..
Yemeğini yedikten sonra garsona borcunu sordu. Garson "Otuz iki lira 60 kuruş" dedi ve adam yine bakmadan cebinden otuz lira altmış kuruşu çıkartıp tam istenen kadar parayı tezgáha bıraktı..
Üçüncü gün:
Adamın yanında devekuşu vardı, hesabını sordu, tamı tamına hesap kadar parayı çıkartıp ödediğinde garson sordu:
"Hep hesabınız kadar para var cebinizde...
"Doğru..."
"Bunun sırrı nedir?.."
Adam anlattı:
"Ben bir cinle tanıştım, benim üç dilekte bulunmamı, tamamen yerine getireceğini söyledi. Ben de üç şey istedim; birincisi sağlıklı ve her zaman yakışıklı olmayı, ikincisi her zaman ihtiyacım kadar cebimde para bulunmasını.. Ki sen ne kadar hesap istesen biliyorum ki cebimde o kadar para var, çıkartıp veriyorum.."
Garson yine sordu:
"Tamam anladım... Peki bu devekuşu ne?.."
Adam:
"Cine üçüncü dileğim olarak 'Yanımda her zaman uzun bacaklı bir piliç olsun' demiştim, cin yanlış anladı.."
**
Biz toplum olarak her zaman genç, dinamik, halkın içinden gelen, bizlere benzeyen ilçe başkanlarımız olsun istemiştik.
Şunlara bakın:
İlçe başkanı kamu kurumunun işini yapıyor, faturayı şehirden kestiriyor.. Dolabın Dolabı.. Dolapçı yani..
Vatandaşın tarlasını alıyor, imara sokuyor..
Parsel parsel satıyor.. Parselci yani..
Bir diğer siyasi, eşini ilçe başkanı yaptırmak için patronunun soytarısı oluyor..
Partide görev yapmış ukela, 17 sene önce medical dolabından yürüttüklerini şimdi çıkarıyor ve hamisi ile koyun tüccarlığı yapıyor..
Haklarında o kadar iddia var ama, zarar görme korkusuyla kimse sesini yükseltemiyor.. Üç maymunu oynuyor..
**
Bizler yorgun, eski, toplumdan uzak idarecilerden sonra, gençlerin ilçemizi yönetmesini istemiştik istemesine..
Olmadı..
Demek ki; cin yanlış anladı..
**
Hayırlı Cumalar..