Bolvadin Nasıl Zenginleşir?
Bolvadin'imizi gündeme taşıyan, yeni sosyal medya hesapların açılması dikkat çekerken, sağlıklı bir iletişim ve münazara ortamında Bolvadin’le alakalı fikir ve görüşlerin serdedilmesin ’ide umut verici buluyoruz.
Bu sayfalarda, hemşerimizin Bolvadin’le ilgili sosyal, ekonomik ve kültürel konulardaki yapıcı eleştirileri önemsiyoruz. Neticede üretilen fikir ve düşüncelerin konusu Bolvadin’dir. Elbette Bolvadin’i, Bolvadin’de hayatlarına devam edenlerin önemsediği kadar, dışarıda ki Bolvadinlilerde önemsemektedir. Zira İnsanların doğduğu topraklara ilgisi, alakası ve sevgisi fıtridir yani doğuştandır. Bu duygu çok kıymetli bir his ve sezgidir. Çünkü bu duygular insanları birleştirir, bütünleştirir, aidiyet duygusunu geliştirir, diğergamlık özelliklerini ortaya çıkarır, yardımlaşmaya, dayanışmaya ve ortak hedeflere yöneltir.
Sayın Mehmet Akif ÇAKIRER Beyin 2014 Mayısında yayımladığı ‘BOLVADİN NASIL ZENGİNLEŞİR? Kadim Kent’ten Marka Kent’e Yolculuk’ isimli eseri bu duygularla kaleme alınmış olup Bolvadinli bireyler ve şirketler için adete sosyal reçeteler sunma özelliği taşımaktadır. Bu yönüyle Bolvadin'le ilgili projesi fikir ve düşüncesi olanların müracaat edebileceğine inandığımız başucu eserlerden biri olma özelliği taşımasıdır.
Kitabın kapağı kaldırılıp, içindekiler kısmına girildiğinde Bolvadin Ekonomisi, Girişimcilik, Toplum, Liderlik, Marka Yönetimi, Rekabet, Eğitim, Yönetim, Pazarlama ve İnovasyon başlıkları altına ve 130 alt başlıkta bir çok konuda yaşanmış tecrübeleri ve problemlerin çözüm yollarınıda göreceksiniz. Bilgi sahibi olmak isteyenler için pdf olarak Bolvadin Ticaret ve Sanayi Odasının www.bolvadintso.org.tr/ sayfasından ulaşabilirsiniz. Saygılarımızla.
Hayalleriniz olsun
Yetenekleri değerlendirebilmek için ticari hale getirilmesi gerektiğini anlatan Çakırer; iş dünyasında hiçbir işletmenin işine yaramayacak yeteneğin para etmeyeceğini anlattı ve ekledi: "Ülkemizde maalesef çoğu kişi yeteneğine göre iş bulamıyor. Böyle bir iş bulamadığı için de hayatta ciddi sıkıntılar yaşıyor. Herkes yeteneğine göre iş bulamaz, ancak yeteneğini pazarlayabilenler istediği işe sahip olur. "Kişi çok yetenekli de olsa bu yeteneğini gösteremiyorsa iş bulamaz" diyen Çakırer, "Maalesef ülkemizde olağanüstü yeteneklere sahip olduğu halde sıradan hayat yaşayan pek çok kişi var. En büyük sıkıntıları yeteneklerini pazarlayamamalarıdır" dedi. Gençlere de önerilerde bulunan Çakırer, "İşsizlik rakamlarına rağmen gençlerimizin pozitif düşünmelerini istiyorum. Kendilerini sürekli geliştirenler çok iyi yerlere gelecektir. Ülkemizde yetişmiş eleman sıkıntısı var. Bunların yanında gençlerimiz kısa yolan köşeyi dönme düşüncelerini bir kenara bırakmalılar. Gelecekleriyle ilgili hayallere sahip olmalılar" diye konuştu.
Para Batırmak Bir Sanattır
İş dünyasında şimdiye kadar para batırmak isteyen bir kişiye rastlamadım. Hiç kimsenin de para batırmak isteyen biriyle karşılaşacağını sanmıyorum. Fakat para kazanmak istediği halde yaptığı yanlış yatırım sayesinde parasını batıran girişimcilere çok şahit oldum. Gelecekte de bu duruma şahit olacağımdan eminim.
Peki girişimciler para kazanmak istediği halde neden böyle bir yanlışa düşerler. Bunun pek çok nedeni var. İşte bunlardan bazıları:
1.Girişimcilerimiz iş dünyasıyla ilgili ne bir dergi, ne bir kitap okuyorlar.
2.Girişimcilerimiz kendini geliştirme peşinde değil. Konferans, fuar ya da iş gezilerinin getirisinin olacağını düşünmüyorlar.
3.Girişimcilerimiz hep ben kazanayım diye düşünüyor. Kazan kazan düşüncesi maalesef yok. İşçinin ücretinden, sigortasından ya da kaliteden ödün vererek kazançlı çıkacağını düşünüyor. Oysaki girişimcimiz bindiği dalı kestiğinin farkında değil.
4.Girişimcilerimiz farklı bir yatırım yapabilme cesaretine sahip değil.
5.Girişimcilerimizde sürü psikolojisi hâkim. Bolvadin tabiriyle “Gördüğüne göneliyorlar.”
6.Girişimcilerimiz uzmanlaşmanın önemli olmadığını ve her işi yapabileceklerini düşünüyor.
7.Hayvancılık sektöründen gıda sektörüne, gıda sektöründen öğrenci yurt işletmeciliğine anında geçebiliyor. Kendine bir sektör belirleyip “Bu alanda ilçenin bir numarası ben olmalıyım.” demiyor.
8.Girişimcilerimiz geçmişten ders almıyor. Batan tavuk çiftliklerinden ya da un fabrikasından ders alınsaydı bu kadar yurt kesinlikle olmazdı.
9.Girişimcilerimiz ne fizibilite yapıyor ne de yönetim danışmanlığı hizmeti satın alıyor. Başka bir ifadeyle “Saldım çayıra, Mevlam kayıra.” diye düşünüyor.
10.Müşterinin değeri hala anlaşılamamış. Duvarda iki levha aslı. Birinde “müşteri veli nimetimizdir.” diye yazarken diğerinde:“Satılan mal geri alınmaz” yazıyor.
BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI